Türkiye’de Madencilik Üzerine

EKİN BAYUR
SABANCI ÜNİVERSİTESİ ÇATIŞMA ANALİZİ VE ÇÖZÜMÜ PROGRAMI’NDAN YÜKSEK LİSANS MEZUNUDUR.

Türkiye’de Madencilik ve Maden Kanunu

Türkiye’de madenciliğin tarihi oldukça köklü. Osmanlı İmparatorluğu döneminden itibaren çeşitli maden faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Ancak, Cumhuriyet dönemiyle birlikte madencilik sektöründe önemli değişimler yaşanmıştır. Özellikle 1985 yılında yürürlüğe giren 3213 sayılı Maden Kanunu[1], sektörde önemli düzenlemeler getirmiştir.

Cumhuriyet’in ilanından sonra madencilik sektöründe Osmanlı döneminden farklı bir politika izlenmiştir. Osmanlı döneminde yabancı egemenliğinin yoğun olduğu sektör, Cumhuriyet döneminde yerli sermayenin gelişimi ve sektörün millîleştirilmesiyle dönüşüm geçirmiştir. İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlarla özel kesimin finansmanını sağlamak üzere İş Bankası ve Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası kurulmuştur. 1929 dünya ekonomik krizi ve ülkenin savaştan yeni çıkması nedeniyle, sektörde kamunun etkinliği artmıştır.[2]

Devletin madencilik sektöründe öncülük etmesi için MTA Enstitüsü (1935), Eti Bank ve Ereğli Kömür İşletmesi Müessesesi (EKİ) (1935-1940) kurulmuştur. 1954’te TPAO’nun kurulmasıyla devlet petrol arama, üretim ve arıtma görevlerine başlamıştır. Aynı yıl Maden Kanunu (6309 sayılı) ile madenler özel girişimin arama ve işletmesine açılmıştır.

1961 Anayasası ile doğal kaynaklar anayasa güvencesi altına alınmış, 1963’te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kurulmuştur. 1978’de çıkarılan 2172 sayılı kanunla birçok kömür ve demir işletmesi devletleştirilmiş, ancak 1983’te sahiplerine iade edilmiştir. Aynı yıl TTK kurulmuş ve taş kömürü üretimi TKİ’ye devredilmiştir.

Madencilik sektöründeki en önemli dönüşümlerden biri ise 1980’li yıllarda başlayan özelleştirme sürecidir. Bu süreçte, devlete ait olan maden işletmeleri özelleştirilmiş ve özel sektöre devredilmiştir. Bu dönemde özelleştirme politikalarıyla birlikte madencilik sektöründe özel sektörün rolü önemli ölçüde artmıştır.

Geçtiğimiz yıllarda 20’den fazla değişiklik ile içi oyulan, özel sektörün madencilik faaliyetlerini kolaylaştıran ve denetimini hafifleten Maden Kanunu, geçtiğimiz ay yaşanan İliç felaketinden önce de yeni bir değişiklik teklifiyle gündeme gelmişti. TBMM Başkanlığı’na sunulan Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülmüş ve 05.02.2024 tarihinde rapor düzenlenerek komisyondan çıkmıştı. Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nin açıklamasına göre teklifin incelenmesinde, madencilik faaliyetlerini zorlaştıran bazı uygulamaların ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. Özellikle, I. Grup, II. Grup, III. Grup ve V. Grup madenler için Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu (UMREK) raporlama sisteminin gönüllülük esasına göre uygulanması hedeflenmektedir. Bu değişiklikle, UMREK Koduna göre rapor hazırlama zorunluluğu kaldırılarak şirketlere daha fazla esneklik sağlanması öngörülmektedir. Ancak, bu değişikliğin altında yatan temel neden, inşaat sektörü için gerekli olan taş, mermer gibi özellikle II. Grup madenlerin daha kolay çıkarılmasının önünü açmaktır. Bu düzenlemeyle, inşaat sektöründe kullanılan ana hammaddelerin temin edilmesi kolaylaşacak ve ÇED süreçlerinde de büyük kolaylık sağlanacaktır.[3] Ancak, UMREK raporlarının zorunluluktan çıkarılması, maden faaliyetlerinin şeffaflığını ve çevresel etkilerinin değerlendirilmesini zorlaştırabilir, bu da vatandaşların bilgiye erişimini engelleyebilir.

Madencilik faaliyetlerinin arama ve işletme ruhsatları beş ayrı gruba göre sınıflandırılmaktadır.[4] Bazı ihalelerin açık arttırma yöntemiyle gerçekleştirildiği, bazılarının ise şartnamelerle belirlendiği belirtilmektedir. Ancak, madencilik faaliyetlerinin geniş bir alana yayılması durumunda ÇED sürecinin etkinliğinin azalabileceği kaygısı dile getirilmiştir. Ticari kuruluşlar tarafından hazırlanan ÇED raporlarının, projeyi finanse eden şirketlerden ücret alması, raporların bağımsızlığı konusunda şüphelere yol açmaktadır. Şirketlerin işletme ruhsatı alabilmek için gereken izinlerin, madenin sınıflandırıldığı gruba ve alanın özelliklerine bağlı olarak farklılık göstermesi, bu izinlerin alınması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın onayı gerekmektedir. ÇED süreci çevre ve toplum için oldukça önemli olmakla beraber bazı projelerin büyük kısmının değerlendirmeye alınmadığı ve maden ve petrol sektörlerinin bu projelerin önemli bir bölümünü oluşturduğuna dikkat çekilmiştir.[5]

Türkiye’deki Altın Madenleri ve Çevresel Felaketler

Türkiye’de 2023 yılı itibariyle 20 adet altın madeni bulunmaktadır. Özellikle İzmir ve Balıkesir’de bir yoğunluk olduğu bilinirken Balıkesir’de aramaların halen devam ettiği görülmektedir. Bu durum, Türkiye’de altın madenciliğinin önemli bir sektör olduğunu ve sürekli olarak büyümekte olduğunu göstermektedir. Ek olarak, son yıllarda ülke genelinde artan altın arama faaliyetleri ve yeni madenlerin keşfiyle birlikte altın endüstrisinin Türkiye ekonomisindeki rolünün giderek arttığı görülmektedir. Bu durum, siyanürle altın ayrıştırma uygulamasının yaygınlaşmasını beraberinde getirmektedir.

Kaynak: Altın Madencileri Derneği.

Türkiye’de siyanürlü altın madenciliği faaliyetleri özellikle İzmir, Manisa, Gümüşhane, Erzincan, Niğde gibi illerde yoğunlaşmıştır. Örneğin, İzmir’in Bergama ilçesinde bulunan Ovacık Altın Madeni, siyanürlü altın madenciliği yöntemiyle işletilmektedir. Bu tür madenler, çevre aktivistlerinin ve yerel halkın tepkisini çekmiş ve çeşitli çevresel protesto hareketlerine neden olmuştur.[6]

Aynı şekilde Kasım 2021’de Giresun Şebinkarahisar’da, bir maden şirketine ait olan atık havuzu patlayarak “cehennem çukuru” olarak adlandırılan bir felakete sebep olmuştur. Bu olayın ardından, maden şirketi faaliyetlerine kısa bir süre sonra devam etmiştir. Hatta geçtiğimiz aylarda Giresun Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından yapılan duyuruda, Asarcık ve Dereköy köylerinde bulunan altın madeni için Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunun gerekli olmadığı ve bu yönde bir karar alındığı ifade edilmiştir.[7]

18 Kasım 2021 tarihinde, Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde, Yedikardeş köyü yakınlarında bulunan kurşun, çinko ve bakır ocağına ait tesisin atık barajı duvarında çökme meydana geldiğinde binlerce ton ağır metal içerikli kimyasal atık önce Darabul Deresi’ne, ardından da Kelkit Vadisi’ne yayılarak Kılıçkaya Barajı’na ulaşmıştı.

TEMA Vakfı, felaketin ardından 22 Kasım 2021’de felaketin yaşandığı bölgede dokuz noktadan örnek alarak incelemelerde bulunmuştu. Yapılan analizler, Bakanlıkça yapılan çalışmalara rağmen doğal kirliliğin sınır değerlerin altına indirilemediğini göstermiştir. Analiz sonuçlarına göre, dokuz ay geçtikten sonra dahi ağır metal oranlarının limitlerin üzerinde olduğu belirlenmiştir.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, bu sonuçların doğanın zehirli kimyasallarla kirlendiğini ve hâlâ ekosistemdeki tüm canlıları tehdit ettiğini gösterdiğini belirtmiştir. Ataç, bölgedeki kirliliğin ve kanser riskinin uzun yıllar boyunca devam edeceğine dikkat çekmiştir. Şebinkarahisar’daki vaka, İliç’te benzer süreçlerin yaşanabileceğini ve ekosistem ile halk sağlığı üzerindeki tehdidin uzun süre devam edeceğini göstermektedir.[8]

Kaynak: Bergama, atık havuzu (https://www.evrensel.net/haber/347645/bergamada-doga-bitti-altin-madeni-davasi-bitmedi)

Newmont isimli maden şirketi 2002 yılında Türkiye’de, İzmir Bergama’da faaliyete başlamıştır. Madenin ikinci atık barajına siyanürlü çamur taşıyan borunun patlaması sonucunda tonlarca siyanürlü atığın dereye boşaldığı iddia edilmiştir. Şirket, kazayı doğrulamıştır ancak siyanürlü atık hakkında açıklama yapmamıştır. Dönemin Belediye Başkanı Gönenç, maden yetkililerinin olayı kabul ettiğini ancak yedek bir hat olduğunu ve onu devreye soktuklarını söylediklerini belirtmiştir. Bergama köylüleri ve bilim insanları yıllarca bu duruşa karşı çıkmış ve eylemler düzenlemiştir, ancak siyanürlü maden, hükûmetlerin desteği ve yasal düzenlemelerle çalışmaya devam etmiştir.[9]

Şirketin birinci siyanürlü atık barajını toprakla doldurduğu ve ikinci atık barajını da büyük ölçüde doldurduğu bilinmektedir. Şimdi ise köylülerin “cehennem çukuru” dedikleri açık ocak olacak olan üçüncü atık barajı planlanmaktadır. Proje tanıtım dosyasına göre, bu açık ocak için maden sahası içindeki pasalar dolgu malzemesi olarak kullanılacaktır. Barajın kullanım ömrü 13 yıl olarak planlanmıştır. Üçüncü atık barajı için yapılan ÇED raporunda, bölgenin “Ağaçlandırılacak Alan” olarak planlandığı belirtilmektedir. Bu durum, madenin bölgeden uzun yıllar ayrılmayı düşünmediğini göstermektedir. İlk planlarda madenin 8 yıl sonra kapanacağı ve bölgenin rehabilite edileceği belirtilirken şu anda 15 yıldır devam eden madenin üçüncü atık barajı ile en az 13 yıl daha faaliyette kalacağı anlaşılmaktadır.[10]

Kaynak: Uşak Kışladağ Altın Madeni (https://ekolojibirligi.org/altin-madeni-14-yilda-usakin-4te-1ini-yok-etti/)

Uşak-Kışladağ altın madeni, 2006 yılında üretime başlamış ve 2018’e kadar üç kez kapasite artışı yaşamıştır. Madenin resmî açılışından kısa bir süre önce meydana gelen bir kaza sonucunda, Eşme ve çevresinde yaşayan 1700’den fazla kişi siyanürle zehirlenmiştir. Ancak valilik ve kaymakamlık, zehirlenmenin nedenini Eşme’nin içme suyuna kanalizasyon karışması olarak açıklamış ve olayı başka bir nedene bağlamıştır. Ayrıca kazadan sonra bölgedeki hayvanlar da etkilenmiş, yüzde 80 oranında ölü veya anomali doğumlar görülmüştür. Günümüzde ise Uşak’ın 4’te 1’i kadar alanın bu maden tarafından yok edildiği iddia edilmektedir.[11] Madenin yanı sıra, Efemçukuru köyünde işletilen başka bir altın madeni de İzmir’in içme suyunu sağlayan barajlar havzasına komşu bulunmaktadır.

1971-2015 arasında siyanür liçi yöntemiyle çalışan altın madenlerinin neden olduğu 11 çevre felaketi yaşanmıştır. Bu felaketlerin 7’si siyanürlü suyla ilişkilendirilmiştir. Aynı zamanda söz konusu 11 felaketin 6’sı Kanadalı şirketlerin işlettiği madenlerde yaşanmıştır.[12] Bu felaketlerde, siyanürlü atıkların karıştığı su kaynaklarında balık ölümleri ve tarım alanlarının kirlenmesi artarken ağır metallerin besin zinciriyle insanlara ulaşmasıyla sağlık sorunları da baş göstermiştir. Ağır metallerin birikmesi, endokrin hastalıkları, nörolojik hastalıklar, kanserler ve otizm gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.

Dünyada Siyanürle Altın Arama

Avrupa’da 2000 yılında Romanya’da meydana gelen Baia Mare Felaketi, siyanürlü altın madenciliğinin çevresel risklerini vurgulayan önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu felaket, 120 ton siyanürün Tuna Nehri’ne sızmasıyla sonuçlanmış ve büyük ölçekli bir çevresel felakete yol açmıştır. Birleşmiş Milletler tarafından yapılan araştırmada, siyanür bulutunun kazadan dört hafta sonra Tuna deltasına kadar ulaştığı ve dökülme yerinden 2000 km uzakta tespit edildiği belirtilmiştir.[13][i] Bu olay, Avrupa Birliği’nde maden atıklarının yönetimine ilişkin düzenlemelerin gözden geçirilmesine ve sıkılaştırılmasına neden olmuştur.

Baia Mare Felaketi sonrasında, bazı Avrupa ülkeleri siyanürlü altın madenciliğini yasaklamış veya kısıtlamıştır. Örneğin, Çek Cumhuriyeti ve Almanya 2002’de, Macaristan 2009’da siyanürlü madencilik faaliyetlerini yasaklamıştır. Avrupa Parlamentosu da 2010’da aldığı bir kararla siyanürlü altın madenciliğinin AB topraklarında yasaklanmasını tavsiye etmiştir. Bu kararın ardından Avrupa’da siyanürlü altın madenciliği faaliyetleri önemli ölçüde azalmış ve çok sıkı denetimlere tabi tutulmuştur. Bu yasaklar ve düzenlemeler, çevresel risklerin azaltılması ve toplum sağlığının korunması amacıyla getirilmiştir.[14][ii] Türkiye’de de benzer önlemlerin alınması, mevzuatın çevresel ve sosyal hassasiyetleri önceliklendirmesi gerekmektedir.

2009’da ise ABD’li Newmont Mining şirketinin Gana’daki Ahafo madeninden bölgedeki akar sulara siyanür sodyum karıştığı tespit edilerek çok sayıda balık ölümü kayıtlara geçirilmiştir. 2014’te Kanadalı Imperial Metals’ın kendi ülkesinde işlettiği Mount Polley altın madeninde zehirli atık sızıntısı yaşanmış, olayın üzerine bölgedeki somon balığı çiftlikleri kapatılmıştır. Çevre örgütleri, incelemelerin ardından atıkta nikel, arsenik, bakır ve kurşun olduğunu duyurmuştur. 2015’te yine aynı şekilde Kanadalı Barrick Gold adlı şirketin Arjantin’deki Veladero altın madeninde siyanür sızıntısı yaşanmıştır. Bin metreküpten fazla siyanürlü atık Potrerillos nehrine karışırken yetkililer olayın bir vana sorunundan kaynaklandığını duyurmuştu. Ancak ilerleyen günlerde siyanürlü suyun 5 nehre ulaştığı tespit edilmiştir.[15]

Özellikle Batı merkezli şirketlerin yürüttükleri madencilik faaliyetlerinin bir kısmında çevresel standartlara uyum ve sürdürülebilirlik konusunda yetersizlikler gözlenmektedir. Altın madenciliği gibi riskli sektörlerde, siyanür sızıntıları ve zehirli atık kirliliği gibi sorunlar sıklıkla yaşanmakta ve bu da yerel topluluklar üzerinde büyük sosyal ve ekonomik hasarlara neden olmaktadır. Bu şirketlerin, kâr hırsıyla hareket ederek çevresel etkileri göz ardı etmeleri ve yerel halkın taleplerini dikkate almamaları da bu felaketlerin en büyük nedenlerinden biridir. Yine de şirketlerin, daha etik ve sürdürülebilir uygulamaları benimsemesi için faaliyet gösterdikleri ülkedeki mevzuatın daha net ve katı bir tutuma sahip olması, ÇED raporlarının önemsenmesi ve uygulamasının usulüne uygun yapılması gerekmektedir.


[1] T.C. Maden Kanunu, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=3213&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5.

[2] Türkiye’de madenciliğe genel bir bakış, https://www.madenis.org.tr/tr/niray-tuncel-46/turkiye-de-madencilige-genel-bir-bakis-76.html.

[3] Yaşam savunucularından Maden Kanunu’nda değişiklik öngören teklife dair açıklama: “Tekliften acilen vazgeçilmesini istiyoruz”, https://sendika.org/2024/02/yasam-savunucularindan-maden-kanununda-degisiklik-ongoren-teklife-dair-aciklama-tekliften-acilen-vazgecilmesini-istiyoruz-701648.

[4] T.C. Maden Kanunu Madde 2, https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=3213&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5.

[5] Maden Kanunu 21 kez kimler için, nasıl değişti? https://gezegen24.com/maden-kanunu-degisiklikleri/.

[6] Bergama Altın Madeni Direnişi: Toprağın Bekçileri, https://bianet.org/haber/bergama-altin-madeni-direnisi-topragin-bekcileri-160766.

[7] Giresun’da altın madenlerine ‘ÇED gerekli değildir’ kararı! https://yenisebinkarahisar.net/haber/15871196/giresunda-altin-madenlerine-ced-gerekli-degildir-karari.

[8] Maden Felaketi Sonrasında Neler Olduğuna Dair Bir Örnek: “Şebinkarahisar”, https://www.ekoiq.com/maden-felaketi-sonrasinda-neler-olduguna-dair-bir-ornek-sebinkarahisar/#:~:text=18%20Kas%C4%B1m%202021%20tarihinde%2C%20Giresun,ard%C4%B1ndan%20da%20Kelkit%20Vadisi’ne.

[9] Türkiye’deki siyanür sızıntıları ve etkileri, https://www.evrensel.net/haber/510661/turkiyedeki-siyanur-sizintilari-ve-etkileri.

[10] Bergama Ovacık Altın Madenine üçüncü siyanür barajının yapıldığı iddia edildi, https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/bergama-ovacik-altin-madenine-ucuncu-siyanur-barajinin-yapildigi-iddia-edildi-714030.

[11] Altın Madeni 14 Yılda Uşak’ın 4’Te 1’Ini Yok Etti, https://ekolojibirligi.org/altin-madeni-14-yilda-usakin-4te-1ini-yok-etti/.

[12] Dünyada altın madeni felaketleri: Listenin başında siyanür ve Kanadalı şirketler var, https://tr.euronews.com/2019/08/07/dunyada-altin-madeni-felaketleri-listenin-basinda-siyanur-ve-kanadali-sirketler-var#:~:text=2015’te%20Kanadal%C4%B1%20Barrick%20Gold,5%20nehre%20ula%C5%9Ft%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20tespit%20edildi.

[13] Dünyanın en büyük siyanür kazası. Etkileri yıllarca sürdü. 2 bin km uzakta bile görüldü, https://www.yenicaggazetesi.com.tr/dunyanin-en-buyuk-siyanur-kazasi-etkileri-yillarca-surdu-2-bin-km-uzakta-bile-765284h.htm.

[14] “Cehennem Çukuru” Sadece İliç’te Değil: İşte Türkiye’deki Siyanürlü Altın Madenleri, https://ekolojibirligi.org/cehennem-cukuru-sadece-ilicte-degil-iste-turkiyedeki-siyanurlu-altin-madenleri/.

[15] Dünyada altın madeni felaketleri: Listenin başında siyanür ve Kanadalı şirketler var, https://tr.euronews.com/2019/08/07/dunyada-altin-madeni-felaketleri-listenin-basinda-siyanur-ve-kanadali-sirketler-var#:~:text=2015’te%20Kanadal%C4%B1%20Barrick%20Gold,5%20nehre%20ula%C5%9Ft%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20tespit%20edildi.

Yorum bırakın