Batuhan Aksu
Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü lisans öğrencisidir.
2010’lu yıllara yakından şahit olduğumuz için biliyoruz ki IŞİD’in (DEAŞ) yaydığı terör rüzgârı sadece Mezopotamya’nın politik dünyasında değil, yaşadığımız Dünya’nın kolektif hafızasında da tamir edilemeyecek tahriplere yol açtı. Kısa ömrüne rağmen Ortadoğu’yu sarsan bu yıkıcı fırtına sosyolojik ve ekonomik açılardan Türkiye’de sıkça incelense de bu fırtınanın kültürel miras boyutuna yeterince ışık tutulmadı. Halbuki IŞİD’in bilhassa 2013-2015 yılları arasında, Smithsonian Magazine’den James Harkin’in tabiriyle, kadim dünya medeniyetlerinin mirasına tatbik ettiği “kültürel soykırımı” analiz etmek, mezkûr terör teşkilatının zihni ve iktisadi emellerini anlamak için oldukça kıymetli bir adımdır. Ben de bu kısa teşebbüsümde IŞİD’in gözyaşı ve kanla buladığı Ortadoğu’nun benzersiz hazinelerine neden göz diktiğini ve bu hazineleri nasıl yağmaladığını açıklamaya çalışacağım.

IŞİD militanlarının 2015’te patlayıcılar ve buldozerlerle Suriye’deki Palmira Antik Şehri’ni tahribi ve kazma küreklerle Musul Müzesi’nde Mezopotamya Medeniyetlerinden kalma heykelleri imhası, önce sosyal medyanın sonra da global basının gündemine balyoz gibi indi. Teröristlerin gözünde bu eylem kendilerini göstermek ve güçlendirmek için çok boyutlu bir fırsatın temsiliydi. Kendilerini tanıtmadan başlayalım. Columbia’dan Cristopher Jones’a göre, IŞİD kendi katı yorumlarına bağlı olmayan her inanç ve kültürü şirk ile suçluyordu. Bu yüzden müşriklere ait olan her yer dinen yok edilmeliydi. Halbuki, Ortadoğu’da “milli kimlik” inşasında Eski Mezopotamya tarihini kullanmak oldukça yaygındı. Bu mirastan kendi rejimini meşrulaştırmak için istifade eden Saddam gibi liderlerin aksine IŞİD, Ortadoğu’da son yüzyılda oluşan bu yeni kimlikleri kazıyarak kendi ideolojisi etrafında yeni bir kimlik inşası hedefliyordu. Bunu yaparken de bir teröristin ifadesiyle “ne zaman bir parça toprak alsak, orada politeizmin sembollerini kaldırırız” diyerek dini bir argümanla hareketlerini meşrulaştırıyordu.

Ayrıca, Boston Üniversitesi’nden Michael Danti’nin IŞİD’in şirk tanımına tuttuğu mercek de dikkat çekici. “Onların ilk hedefleri, yakın düşman olarak adlandırdıkları, kendi dini yorumlarına inananlardan başka herkes. Sonra, İslam öncesi mirasa sıra geliyor.” Böylece şirk tanımı sadece İslam öncesi politeist inançlarla sınırlı kalmıyor, monoteist dinler ve İslami mezhepleri de içine alıyordu. Mesela IŞİD tarafından yıkılana kadar faal olan Mar Behnam ve Elian Manastırı, terör teşkilatının tek hedefinin Ninova’daki Asur surları olmadığını izah edebilir. Dahası, teröristlerin Musul’da Hz. Yunus Camisini ve Samarra’da İmam Dur’un mezarını yıkması İslami devir eserlerine olan zararını gösterebilir. Hatta National Geographic’ten Kristin Romey’e göre “modern tarihte İslami eserlerin en büyük ve sistematik imhasını” IŞİD gerçekleştirdi. Öyle ki püriten bir IŞİD mensubuna göre Kâbe yıkılmalıydı zira “insanlar Kâbe’ye Allah için değil taşlara dokunmak için gidiyor.”
IŞİD’in kendini tanıtmasının uzun vadedeki ayağı kimlik inşasıysa kısa vadedeki ayağı da propaganda kanallarıydı. Terör örgütünün İngilizce resmi dergisi Dabık’ı analiz eden Harkin’e göre, militanlar Suriye’nin kültürel mirasını yıkmayı “Yıkılmış Bir Milletin Mirasını Temizlemek” başlığıyla dünyaya sunuyorlardı. Aynı zamanda Musul’da yıktıkları heykel ve müzelerin görüntülerini sosyal medyada hızla paylaşmayı ihmal etmiyorlardı. Bu stratejinin altında mahalli nüfusu korkuyla kontrol etme, dini düşmanlıkları körükleme ve dünyaya silahlı gücünü gösterme emelleri yatmaktaydı. Bunun için dramatik yıkım videolarını veya patlama resimlerini zafer müzikleri eşliğinde sundular. Suskun ve itaatkâr Babil heykellerine inen küreklerin nefesi her an insanların ensesinde olabilirdi. Asur İmparatorluğu’nun ilk başkenti Nemrut’ta kullanılan buldozerlerin müstakbel istikameti yaşayan şehirlerdi. Nihayet, propaganda vasıtası olarak Musul’da bazı kütüphanelerde çok da eski olmayan kitaplar yakılıyor, böylece terör teşkilatı dünyaya gözdağı veriyordu.
Terörün kendi güç gösterisini dünyaya temaşa ettirmesine dikkat ederken ekonomik saikleri incelememek bu kültürel soykırımı eksik anlamak olacaktır. Çünkü propaganda ve kimlik inşasıyla kendini gösteren IŞİD, iktisadi kanallarla kendini güçlendirme gayesindeydi. Antik şehirlerde define arayan teröristler, kıymetli eserler bulunca bunları kaçak yollarla satarak yeni bir gelir kaynağı elde etmişlerdi. Andrew Curry’nin tabiriyle, bu “para kazanma teşebbüsü” militanların kültürel mirasa yönelmesinde belirleyici bir tesire sahipti. Bu da silahlı operasyonların masrafını karşılayacak yeni bir memba demekti. Mesela, antik ticaret şehri Apamea’daki Roma mozaiklerini söken teröristler, bunları kaçak şekilde satarak milyonlarca dolar kazanmıştı. Musul’da binlerce el yazması esere el koyan militanlar, fahiş fiyatlarla bu kitapları yabancılara satmıştı. Palmira Müzesi’ni basmalarının altında yatan sebeplerden birisi, müzede 2000 kilo altının gizlendiğine dair şayialar duyulmasıydı. Johns Hopkins’ten Glenn Schwartz’a göre, bu tip kaçakçılığın yaygınlaşmasıyla sömürgecilik devrinden beri Batı Dünyası’nın Antikitenin mirasına eğilmesi arasında yaygın bir münasebet var. “Beş yüz yıl önce, insanlar tarihi eserler için endişelenmezdi. Onlar için basitçe bir market yoktu. Lakin 1800’den önce kimsenin yapmadığı bir şekilde Batı’da yaşayan bizler bu tip şeylere değer vermeye başladık.”
Nihayetinde, tarihi merkezler iktisadi kaynakların sadece bulunduğu değil, aynı zamanda biriktiği yerlerdi. Irak’ta UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınan Hatra Antik Şehri bunun örneklerinden birisiydi. 2014’te şehri ele geçiren IŞİD kuvvetleri, bu tarihi şehri hem mühimmat deposu hem talimhane hem de ticari depo olarak kullandı. Bunu sağlayabilmek için de şehirdeki birçok tarihi eseri yok etti. IŞİD, faaliyetlerinin zayıfladığı 2018’e kadar kültürel mirasa karşı kavgasını devam ettirdi.
Bütün bunları hesaba katacak olursak, IŞİD’in Antik Mezopotamya’daki kültürel mirasa olan taarruzunun, kaybı telafi edilemeyecek neticelere sebep olduğunu söyleyebilirim. Yazının ve tarımın doğduğu bu bereketli topraklarda binlerce yıldan süzülerek gelen sayısız eser geçtiğimiz yıllarda IŞİD tarafından imha edildi, zarar gördü veya kaçırıldı. Bu tahrip faaliyetlerinin altında çok boyutlu ekonomik, politik ve sosyokültürel kaygılar vardı. Yine de tarihteki benzerlerinin aksine, bu kültürel yıkımı bütün boyutlarıyla inceleyebilir ve buna dair daha geniş eserler kaleme alabiliriz. Ve bu örnekten hareketle, 2010’lu yıllara damgasını vurmuş bir terör hareketini dar bir politik çerçevede ele almanın manasızlığını ortaya koyabiliriz.
Kaynaklar
Curry, Andrew. “Here Are the Ancient Sites ISIS Has Damaged and Destroyed”, içinde National Geographic. Eylül 2015. https://www.nationalgeographic.com/history/article/150901-isis-destruction-looting-ancient-sites-iraq-syria-archaeology
Harkin, James. “The Race to Save Syria’s Archaeological Treasures”, içinde Smithsonian Magazine. Mart 2016. https://www.smithsonianmag.com/history/race-save-syrias-archaeological-treasures-180958097/
Romey, Kristen. “Why ISIS Hates Archaeology and Blew Up Ancient Iraqi Palace”, içinde National Geographic. Nisan 2015. https://www.nationalgeographic.com/history/article/150414-why-islamic-state-destroyed-assyrian-palace-nimrud-iraq-video-isis-isil-archaeology
Romey, Kristen. “ISIS Destruction of Ancient Sites Hits Mostly Muslim Targets” içinde National Geographic. Temmuz 2015. https://www.nationalgeographic.com/culture/article/150702-ISIS-Palmyra-destruction-salafism-sunni-shiite-sufi-Islamic-State
Almukhtar, Sarah. “The Strategy Behind the Islamic State’s Destruction of Ancient Sites” içinde The New York Times. 28 Mart 2016. https://www.nytimes.com/interactive/2015/06/29/world/middleeast/isis-historic-sites-control.html
Videolar
“How Much History Has ISIS Destroyed?”, Now This World, 3 Eylül 2016. https://www.youtube.com/watch?v=mvOofC7zxjY
Ward, Clarissa and Rose, Charlie. “ISIS Destroys Ancient Artifacts in Mosul” CBS Mornings, 2016.https://www.youtube.com/watch?v=i1pGJPMp9fY
“Inside Story – Why Is ISIL Targeting Cultural Heritage?”, Al Jazeera English, 26 Ağustos 2015. https://www.youtube.com/watch?v=SDT0-xoy9NA
“IŞİD’in Ortadoğu’nun Kültürel Mirasına Karşı Savaşı” için bir yanıt