Antonio Vivaldi’den Militarist Bir Eser: Judith’in Holofernes Barbarına Karşı Zaferi

Melissa Aykul
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü’nde yüksek lisans öğrencisidir.

Ekim ya da Kasım 2019 olmalı. Kuzey kampüsün kapısından girip Kuzey YADYOK’taki dersime gidene dek Lea Desandre’yi dinlerken büyülendiğimi, ders biter bitmez tekrar açıp dinlemek istediğimi hatırlıyorum. Yaşasın müziğin mekanlar ve anılar arasındaki yapıştırıcı gücü! Hâlâ ne zaman dinlesem beni Boğaziçi’nde geçirdiğim son dönemime götürüyor.

Bu yazının konusu Lea Desandre’nin 2019 sonbaharında barok müzik topluluğu Jüpiter ile seslendirdiği Armatae Face et Anguibus yorumu olacak; ancak önce sizlere daha çok Dört Mevsim’i ile bilinen Antonio Vivaldi’nin 1716’da bestelediği ve 1926’da Torino Üniversitesi’nden Dr. Alberto Gentili’nin uğraşları sayesinde günümüze dek ulaşan alegorik oratoryosu, Judith’in Holofernes Barbarına Karşı Zaferi’nden bahsetmek isterim.

Vivaldi ya da kızıl saçlarına binaen kızıl rahip, 1703’te Venedik’te kimsesiz kız çocuklarını yetiştirmek için kurulmuş dini bir müzik okulu olan Ospedale della Pietà’ya keman dersleri vermek ve rahip olmak üzere atanır. Vivaldi’nin bu okulda beste yapmaya devam ettiği yılların birinde (1714) Osmanlı Devleti, Venedik Cumhuriyeti’ne savaş ilan eder. Savaş süresince İyon Denizi’ndeki Venedik üsleri ele geçirilir ve Haziran 1716’da Korfu adası kuşatılır. Ağustos 1716’ya dek süren kuşatma, Venediklilerin Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’yla yaptığı ittifak sonucu Osmanlı Devleti için başarısızlıkla sonuçlanır. Venedik Cumhuriyeti’nin bu zaferi üzerine librettosu Giacomo Cassetti tarafından yazılan ve müziği Antonio Vivaldi tarafından bestelenen Judith’in Holofernes Barbarına Karşı Zaferi ya da Vivaldi kataloğuna göre RV644, Kasım 1716’da kız çocuklarından oluşan koro tarafından Ospedale della Pietà’da ilk kez sahnelenir.

Adından ve alegorik oluşundan tahmin edebildiğimiz üzere bu oratoryo, 15. yüzyılda Rönesans ile sanat tarihindeki yolculuğuna başlayan, belki de birçoğumuzda Caravaggio’nun ünlü eseriyle göz aşinalığı oluşturan, Hristiyanlığın apokrif metni Yudit’in operaya tezahüründen başkası değildir. Özetle, Asur kralı Nebukadnezar’ın emri üzerine İsrail’e doğru yola çıkan Holofernes ve askerleri, Bethulia’ya ulaşana dek krala itaat etmeyen tüm halkları cezalandırır. Ölen eşinden kalan mirasla yardımcısı Abra’yla yaşayan Judith ise halkını kurtarmayı misyon edinmiştir. Holofernes şehre girdikten sonra hazırlanır ve Holofernes’e gider. Şehri fethetmenin yollarını anlatacaktır fakat Judith’e karşı koyamayan Holofernes çoktan sarhoş olmuştur. Öyle ki çadırına davet ettiği Judith aynı gece Abra’nın da yardımıyla Holofernes’in başını keser. Dinleyiciye eşlik eden karakterlerden kısaca bahsetmek gerekirse; Judith’in Venedik Cumhuriyeti’ni, Holofernes’in Osmanlı Devleti’ni, kitapta Holofernes’in yaveri olarak tanıdığımız Vagaus’un – rivayete göre – Silahdar Damat Ali Paşa’yı tasvir ettiğini söyleyebiliriz. Ayrıca yine kitapta Judith’in yardımcısı olarak Abra’yı, Betlehem’in baş rahibi olarak Ozias’ı eser boyunca görebiliyoruz.

Açıkçası çocukluğundan beri Vivaldi dinleyen biri olarak RV644’e dair bilgim oldukça kısıtlıydı. Desandre’nin Armatae Face et Anguibus yorumu beni bu eser hakkında daha fazla araştırma yapmaya yönlendirdi diyebilirim. Öyle ki bu aryayı ilk dinleyişimde dahi eserin bütününe dair bir fikir oluşturabilmişim. Desandre’nin etkileyici yorumundan ve aryadaki kreşendolardan yola çıkarak aryanın konusunun iki karakter arasındaki güç savaşı olabileceğini tahmin etmiştim. Her ne kadar dinleyiciye ipucu verecek uvertürü kayıp olsa da eserin militarist motifler taşıdığını ve hatta Latince yazıldığı için dini militarist oratoryo olarak kabul edildiğini söyleyebiliriz. Pek tabii eser boyunca Venedik opera geleneğinden de izler bulabiliyoruz. Örneğin, eser ‘da capo’ aryalardan oluşuyor ve Cassetti, iki arya arasında köprü işlevi gören reçitatifleri o kadar uzun yazmış ki koristler için her birini ezberlemesi oldukça güç. Kastrato geleneğinin var olduğu bu dönemde eser boyunca kontralto ve soprano seslerin hakim olduğunu söyleyebiliriz. Eserin ilginç yanı ise sahnelendiği ilk yıllarda koristlerin eseri siyah bir tül ardından icra etmeleri ve her bir aryada farklı karakterleri canlandırıyor oluşları. Bu duruma binaen Antonio Vivaldi belki de reçitatiflerin uzunluğunu ve ezberlenemeyişlerini dert etmemiş olabilir. Ne var ki eserin Barok dönemde nasıl icra edildiğine dair bilgimiz sınırlı; çünkü kopyaların tekrar ortaya çıkması ve RV644’e ait olduğu bilgisi 1926’da Dr. Gentili sayesinde sağlanıyor.

Eseri baştan sona dek farklı orkestralardan ve korolardan dinledim; ancak Armatae Face et Anguibus’un benim için en etkileyicisi olduğunu söyleyebilirim. Kitaptan hatırladığımız kadarıyla eser boyunca daha çok Judith’i ve Holofernes’i dinleyeceğimizi varsayıyoruz ama Judith yalnızca iki arya ile eserde kendini gösteriyor. ‘Judith ve Holofernes’ hikayesini bilmeyen biri için ortada bir dualite olduğunu da söyleyebiliriz. Arya o kadar güçlü ve hırsla icra ediliyor ki dinleyiciye söyleyenin Judith olduğunu düşündürebiliyor. Diğer yandan hikayenin bir alegori olduğunu ve Osmanlı-Venedik arasında yaşanan savaşa dair yazıldığını düşünürsek Kutsal Roma Germen İmparatorluğu’yla yapılan ittifak olmasa Korfu’yu alabilecek Osmanlı Devleti’ni temsil eden Holofernes’in de bu aryayı söyleyebileceği ihtimali ortaya çıkıyor. Fakat aryanın sözlerinde geçen barbar ifadesinin ilk varsayımı güçlendirdiği de açık. Benim için en şaşırtıcı nokta şu ki, aryayı söyleyen aslında çadıra girip başı kesilmiş efendisini gören yaver Vagaus’tan başkası değil.

Lea Desandre, Barok topluluğu Jüpiter ile Armatae Face et Anguibus’u söylüyor.

Muhtemelen her opera dinleyicisinin dönüp dolaşıp dinlediği sanatçılar, üstünde uzun süre durduğu en azından bir icra vardır. Genç yaşına rağmen 2018’den beri Paris Operası’nda çeşitli temsillerde rol alan ve repertuarında daha çok Barok eserlere yer veren Lea Desandre’den Armatae Face et Anguibus’u dinlemenizi kesinlikle öneririm. Arya, kolaratur seslere ve zor bir tekniğe sahip olmasına rağmen Desandre, Vagaus’un öfkesini ve intikam isteğini en güçlü şekilde yansıtıyor. Da capo aryalarda sözler birinci bölümden sonra yinelenir ve sanatçıdan aryayı çeşitli varyasyonlarla süslemesi beklenir. Aryanın ilk bölümünde ‘armatae’ ve ‘irata’ sözcükleri boyunca duyduğumuz koloratur ses ve kreşendolar oldukça başarılı ve yine ilk bölümde ‘furiae’ sözcüğünde duyduğumuz kreşendolar yerini ikinci bölümde kolaratura bırakıyor. Sesler o kadar temiz ve güçlü ki Desandre’nin jest ve mimikleriyle bunun kesinlikle militarist amaçla yazılmış bir parça olduğunu anlayabiliyoruz.

Kaynaklar

‘Juditha Triumphans’: https://wiki.ccarh.org/wiki/Juditha_triumphans

Vlaardingerbroek, K. (2008). Vivaldi catalogued. Early Music, 36(4), 609-616.

Talbot, M. (2012). Vivaldi rediscovered and reinvented. Early Music, 40(3), 532-535.

Talbot, M. (2000). The Dent Master Musicians Vivaldi

Heller, K. (1997). Antonio Vivaldi: The red priest of Venice. Portland, Ore: Amadeus Press.

‘Judith Beheading Holofernes’: https://www.caravaggio.org/judith-beheading-holofernes.jsp

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s