Yunus Emre Yenen
Kocaeli Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü lisans öğrencisidir.
Çok küçük yaşlardayken babamdan yaşadığımız yerin eski sakinlerinin Ermeniler olduğunu duymuştum. Ermenilerin kim olduğunu, ne yaptığını, şimdi nerede olduğunu bilmiyordum. Yalnız ben değil, mezun olduğum mahalle okulundaki öğretmenler de yaşadıkları yerin eski sakinlerinden bihaberdiler. Mahallenin yerlileriyse dedelerinin yüz küsur sene önce Ermenileri buralardan kovmuş olmasından iftiharla bahsederdi. Bahçecik’te yaşayan Ermenilere aitmiş gibi gözüken bir şeyler kalmış mıydı bilemedim. Sonradan öğrendim ki terk edilmiş halde ayakta kalmaya çalışan bir okul varmış.

Bahçecik sakini bu okulu görmemiştir, yürüme mesafesinde bulunmasına rağmen yaşadığı yerin canlı tarihine kısa bir ziyaret gerçekleştirmek yoluyla da olsa borcunu ödemek istemez. Gençlerden en ilgilisi okuldan Ermeni Okulu olarak bahsederken ancak yaşlılar, babalarından ve dedelerinden duyduğu hikayeler sayesinde, okula Amerikan lisesi derler. Nitekim bu yazı için binayı fotoğraflamaya üçüncü defa gittiğimde karşılaştığım yetmiş sekiz yaşındaki mahalle sakinlerinden birisi[1] de beni şu sözlerle teyit etmiş bulundu:
“Ben küçücük çocuktum, bizimkiler diyordu ki burada Ermeniler okuyormuş. Amerikalılar yaptırmışlar. Ben tabii yetmiş sekiz yaşındayım, onları göremedim. Onlar gittikten sonra bir süre için askeriye veya jandarma binayı karakol olarak kullanmış. Sonra da binayı boşaltıp ayrılmışlar. Bir ara restorasyon için birileri geldi, bakınıp bir şey yapmadan gittiler. (Ayakta kalan binanın az ötesini işaret ederek) Burada da bir başka okul binası vardı gençliğimde. Bir yangın çıktı, bina tamamen yandı. Sonradan birileri yıktı, olduğu yere ev yaptılar.”

Ermeniler, on altıncı yüzyılda, şimdiki Sivas ili sınırları dahilinde kalan Bardizag köyünden Celalî isyanları sebebiyle batıya doğru kaçıyorlar. İzmit’in güneyinde yerleştikleri mevkide yine Bardizag ismiyle bir köy kuruyorlar. Bardizag köyü on altıncı yüzyılda Dördüncü Murad tarafından resmen tanınıyor. Osmanlılarca Bağçecik olarak da kaydedilen bu köy günümüzde Kocaeli ilinin sınırları dahilinde kalmaktadır. Köyün sakinleri 1915 senesindeki tehcire kadar Ermenilerden oluşmaktaydı. Bu özelliğiyle Bahçecik, İzmit’in kuzeyinde bulunan Akmeşe (Ermenilerce Armaş) köyü ile beraber, Kocaeli’nde bulunan önemli Ermeni yerleşimlerinden birisidir. On dokuzuncu yüzyılın sonlarında Bahçecik’te, baş geçinme kaynaklarından olan sepetçilikle beraber ipek böcekçiliği yaygındı ve dokumacılık imalathaneleri mevcuttu.
On dokuzuncu yüzyılın sonunda köyün nüfusu on bin kişiye ulaşmıştır. Bahçecik’teki nüfus Protestanlık mezhebini yaymak amacıyla kurulmuş olan American Board of Commissioners for Foreign Missions (ABCFM) oluşumunun dikkatini çekmişti. Bu oluşum hâlihazırda Osmanlı İmparatorluğu’nda bulunan birçok azınlığı kapsayacak çalışmalar sürdürüyordu. On dokuzuncu yüzyılın başından beri süren bu çalışmaların kapsamına imparatorluğun doğu vilayetlerinde yaşayan Ermeniler ve başka çeşitli azınlıklar da dahildi. Üstelik yalnızca diğer Hristiyan mezheplerine mensup ahaliyi hedef almıyorlar, Müslüman Türkler ve Kürtler arasında da misyonerlik faaliyetlerini inşa etmeye çalışıyorlardı. Bu ilginin sonucunda İstanbul merkezli olmak üzere, Bahçecik ve çevresinde misyonerlik çalışmaları yürütmek amacıyla bir istasyon kurdular. 1853 senesinde kurulan bu istasyon Bahçecik’teki ilk misyoner okulunun kurulmasını üstlenecekti.

Bahçecik’teki ilk misyoner okulu 1873 senesinde ABCFM misyonerleri J. W. Parsons ve Laura Farnham tarafından kurulmuş olan bir kız okuludur. Bölgedeki Ermeni kız çocuklarının eğitimini ve onların Protestanlık mezhebine dahlini amaçlayan bu okul, Adapazarı’nda yaşayan Ermeni cemaatinin talebiyle 1885 senesinde Adapazarı’na taşındı. 1915 senesindeki tehcirden sonra Osmanlı hükûmeti tarafından geçici olarak kapatıldıysa da işgal döneminde İstanbul’da tekrardan açıldı. Günümüzde Üsküdar Amerikan Lisesi olarak bilinen okulun tarihi Bahçecik’te kurulan Protestan kız okuluna dayanmaktadır. Bu okulun Bahçecik’te kullandığı binalar ise günümüze kadar ulaşmayı başaramamıştır.
Terk edilmiş halde ayakta kalan son okul binası ise 1879 senesinde John E. Pierce isimli misyoner-öğretmen tarafından kurulan Bithynia High School (Bitinya Lisesi) adlı erkek okuluna aittir. Bu misyoner-eğitimci halihazırda ABCFM’nin Erzurum görevinde çalışmaktaydı. Newnham ailesinin de yardımıyla (sonraları bir okul binasına bu ailenin ismi verilecektir) Bahçecik’te eğitim çalışmalarına başlandı. Tek bir binada erkekler okulu olarak eğitime başlayan bu okul, adeta bir eğitim kampüsü oluşturacak şekilde yetimhane binası ve meslek öğretme atölyeleri ile başka binalara genişledi. Okulun kurucusu Pierce’ın emekli olup Amerika’da yaşamak üzere Bahçecik’i terk etmesinden sonra yine Erzurum’daki misyonerlik çalışmalarında görevli misyoner Chambers çifti Bitinya Lisesi’nde öğretmenlik ve müdürlük yapmak üzere çağrıldı. Chambers’ın müdürlüğü sırasında da bir ek bina inşa edilmiş ve okulun o zamanki müdürüne ithafen Chambers Hall olarak isimlendirilmiştir. Günümüzde ayakta kalan okul binası işte bu Chambers Hall binasıdır.
Chambers Hall binası dersliklerin bulunduğu Pierce Hall binasında öğrenim gören öğrenciler için ibadethane ve toplantı odası işlevini görmekteydi. İki kattan oluşan Chambers Hall binasının katlarına, biri ön taraftan ve diğeri yokuş yolu ile arka taraftan olmak üzere iki farklı yoldan ulaşmak mümkündür. Binanın içinde okulun bir parçasıyken kullanılan mobilyalardan geriye hiçbir şey kalmamıştır. Aynı zamanda binaya yapılan eklemeler ve yıkımlar sebebiyle bina da inşa edildiği haldeki ilk görünümünü kaybetmiştir.
İşaret ettiği tarih belli olmayan bu kartpostalda Bitinya Lisesi’nin kullandığı eğitim kampüsü görülmektedir. Okulun müdürleri ve diğer önemli kimseler adına inşa edilen binalardan Newnham Hall adındaki okul binası ise dikkat etmeye değerdir. Çünkü bu bina ifadelerine yer verdiğim mahalle sakininin bahsettiği, gençliğinde yıkılıp yerine ev yapılan okul binası olmalıdır. Bununla beraber, kampüs bölgesinde yer alan ve o dönemden kaldığı söylenen tek bir bina daha vardır. Ama bu bina, öğrencilerin kullandığı bir okul binası olarak kaydolunmamıştır. Ayrıca, mahalle sakinleri bu eski yapıyı deforme edip şahsi konut haline getirdiğinden fotoğraflamam mümkün olmadı.

Kaynak: The problem of Turkey as the American Board views it.
Osmanlı tebaasını oluşturan bir milletin Bahçecik’te kalmış son izi olarak bu yapının korunması gerekir. Bitinya Lisesi’nden geriye kalan Chambers Hall binası restorasyon yüzü görmemiştir ve günden güne çürümektedir. Üst katın antresinde ahşap parkeler mevcuttur ve parkede yer yer boşluklar vardır. Bu sebeple her an çökecekmiş gibi gözüktüğünden üst katın fotoğraflamasını da yapamadım. Şunu da söylemeliyim ki binanın sadece zamana karşı durmaktan kaynaklanan yapısal sorunları yok, bina aynı zamanda ipsiz sapsız insanların işgali altında. Ziyarete değil, yiyip içip daha fazla vandallık etmeye geliyorlar buraya. Binanın uzun yıllar ayakta durması isteniyorsa restorasyon çalışmasının bir an evvel başlaması gerekiyor. Böylece buranın, komik örnekler arasına girmemesi ümidiyle, toplumumuza yeniden kazandırılmasını çok isterim. Bu okul binası Bahçecik’in tarihinde somut bir yer tutuyor. Varlığı az sayıda kimselerin hatırlarında yok olmaya terk edilmemeli, Kocaeli halkının bildiği ve tarihe şahitlik etmek için ziyaret edeceği bir nokta haline getirilmeli.
[1] İfadelerini paylaştığım beyefendi isminin paylaşılmasını istemedi.