MURATCAN ZORCU
KOÇ ÜNİVERSİTESİ TARİH BÖLÜMÜ DOKTORA ADAYIDIR.
Chiswick, Londra
Bildiğiniz üzere 31 Aralık 2021 tarihinde Merhaba başlıklı yazımla bir yolculuğa çıktık. İlk yılın yaz aylarındaki ufak rehaveti saymazsak o cuma gününden bugüne kadar her hafta bir yazı koymayı başardık. Bu başarının meyvelerini Yarının Kültürü ismiyle yayımladığımız yıllık derlemelerimizin ilk üç cildinde gördük; lacivert kapaklarımızı ilk yıl Goya’nın meşhur tablosu, sonraki yıl da Nazmi Ziya Güran süsledi. Önümüzdeki günlerde Lifij’in süslediği kitaplarımız da dağıtıma çıkacak ve benim bile ilk günlerde hayal edemediğim bir sürecin yeni aşamasına şahit olacağız.

2024 yılı, 2023’ten daha kolay mı geçti, daha zor mu; sanırım buna cevap vermek güç. Ülkemizden uzakta bu yazıyı hazırlarken -belki de mesleki deformasyonla- Londra’da Namık Kemal’i, Ziya Paşa’yı ve Agâh Efendi’yi araştırıp onların da bu şehirde Hürriyet ve Muhbir isimli gazeteleri çıkardığını anımsamam ve Türkiye’de okuyup yazmaya teşne düşünürlerin hep aynı yerlerde bulunması gözüme çok ilginç bir detay olarak göründü. Dünyada seçim yılıydı; Türkiye’de de yerel seçimler yapıldı. İngiltere ve Fransa’daki seçimleri de yazarlarımız sayesinde biraz daha yakından takip ettik. Almanya’da hükûmet iktidardayken koalisyonun en uzlaşılmaz konusu iklim politikalarını ele aldık ve daha yazının dumanı tüterken hükûmet düştü. İsrail’in savaş kurallarını hiçe sayan uygulamaları sonrası Filistin meselesini tarihsel ve güncel perspektiften değerlendiren yazıları misafir ettik. Şubat ayında Erzincan’daki maden faciasını sitemizin en yetkin kalemlerinden sevgili Ekin Bayur’un kaleminden okuyarak aydınlandık.
Yarının Kültürü Kitaplığı’na gelince, yazılı olarak ilan etmediğimiz ama benim kişisel notlarımda olan bir cümle var: “Her yıl derleme dışında en az bir kitap.” Bu cümleyi 2023 yılında pek tabii uyguladık. Yıllık derlememiz dışında rahmetli tarihçimiz M. Tayyib Gökbilgin’in yayımlanmamış notlarını aziz dostum Emir Gürsu ile birlikte hazırlayarak Atatürk ve Türk Milleti ismiyle yayımladık. 2024’te de Gökbilgin’in Macaristan bağlantıları hâlâ güncel olduğundan kitap Macarcaya çevrildi, orada satışta.[1] İsveç ile yaptığımız özel projemizi de hatırlamadan geçmeyelim. 2024 yılında geçtiğimiz yılın ışığında İsveç ile yaptığımız özel bir iş birliği sayesinde Anadolu’dan İskandinavya’ya: Türkiye ile İsveç Arasındaki Bağları Keşfetmek isimli kitabımızı sanal ortamda yayımladık.[2] Bir de önceki yıl hazırlıklarına başladığımız Hilmi Uran’ın Şark Raporu (1944), dostumuz Sean Patrick Smyth tarafından yayına hazırlanarak yarınlara emanet edildi. Bu yayının da Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlandığını görmek bizleri çok sevindirdi.[3]
Teşekkür faslına gelince, bu yıl Yarının Kültürü için özel bir yıl. Sevgili arkadaşım Şerza Saka’nın “Projeniz güzel gidiyor, ama profesyonel bir şekilde gelişme niyetiniz varsa…” diye başlayan cümlesiyle benim aylık haberleri derleme fikrim aynı zamana denk gelince ekibimiz Instagram’ın Türkiye’de kısıtlandığı dönemde büyüdü. Saka hem haftalık toplantılarımızı organize ederek hem de sosyal medyadaki öngörülerini bizimle paylaşarak ekibimize dahil oldu. Aynı şekilde, hem aylık haberlerin derlenmesi konusunda hem de önerdiği isimlerle kritik konu başlıklarında ekibimizin ayrılmaz bir parçası olan Av. Ayşe Özge Erceiş’e de buradan teşekkür ediyorum. Mustafa Türkan, Emir Gürsu, Ekin Bayur, Selin Topkaya zaten projelerimizin her adımında akıl danıştığımız dostlarımız. Bu güzel ekip içerisindeki son teşekkürümü de editörüm hak ediyor. Sevgili Nazlı, -Burak Süme’ye verip Kıyı’Da Dergi’de yayımlanmış röportajımda[4] söylediğim üzere- hem ilk zamanlardaki özverisi hem de kolay uyum sağlayan yapısıyla Yarının Kültürü için en büyük emeği verdi. Kendisi de bunu İsveç’te neşrettiğimiz kitapta şöyle ifade etmişti: “Muratcan bir sonbahar günü ‘Bir internet sitesi kuruyorum, editörlük yapmak ister misin?’ sorusuyla bana geldiğinde söz konusu sitenin bu kadar büyüyüp yaygınlaşacağını tahmin etmemiştim. Yarının Kültürü, yayın hayatına başladığı 2022 yılından bugüne hayatımda hatırı sayılır bir yer tutuyor. Editörlüğünü yaptığım ve emeği geçenler sayesinde basabildiğimiz iki yıllık derlemeye ek olarak İsveç Türk Üniversiteliler ve Akademisyenler Derneği’yle (TSAF) ortak olarak hazırladığımız Anadolu’dan İskandinavya’ya: Türkiye ile İsveç Arasındaki Bağları Keşfetmek kitabının 29 Ekim 2024 tarihinde yayına hazırlanabilmesi hem benim hem de bu süreçte desteğini esirgemeyen herkes için çok kıymetli. Hepinize tek tek teşekkür ederim.”
Goya, Nazmi Ziya ve Lifij, Yarının Kültürü’nün lacivert ciltlerini süslerken yüzyılımızın ilk çeyreğini dolduracağımız 2025 yılında da son halife Abdülmecid Efendi’nin meşhur tablosu bizlerle olacak: Harem’de Beethoven. Aynı zamanda, bu yıl önceliğimiz Türkiye’de ve dünyada yüzyılımızın ilk çeyreğine odaklanan yazılar olacak. Bunu hem biz planlarımızda öncelemek istiyoruz hem de sizden yazı başvurularınızda bu konulara eğilmenizi rica ediyoruz.
Son olarak, üç yılı doldurup dördüncü yıla yelken açtığımız bugünlerde ilk kez bir konuyu dile getirmek isterim. Haftalık yazılarımız, kitaplarımız, velhasıl projemiz ilk günden beri devam ederken yazarlara telif ücreti ödemek, site içeriğini güncellemek ve pek tabii yeni çalışmalar yayımlamak istiyoruz. Gündemimizde olduğu halde maddi yetersizlikten dolayı yayımlayamadığımız üç çalışmamız var. Bunların hayata geçirilip sürdürülebilirliğinin sağlanması için yüksek lisans ve doktora seviyesindeki arkadaşlarımız zaten yazı vererek, görüşlerini belirterek projeyi yaşatıyorlar. Öte yandan, önümüzdeki aylarda geliştireceğimiz araçlar vasıtasıyla bize yardımcı olmanız projemizi yalnızca ayakta tutmakla kalmayacak, aynı zamanda Yarının Kültürü’nün görünürlüğünü de artıracak. İlginize şimdiden teşekkür ederiz.
[1] https://www.napkut.hu/m-tayyib-gokbilgin-ataturk-es-a-torok-nemzet-1972
[2] https://www.tsaf.se/wp-content/uploads/2024/10/Anadoludan-Iskandinavyaya-Turkiye-ile-Isvec-Arasindaki-Baglari-Kesfetmek.pdf
[3] https://www.cumhuriyet.com.tr/kultur-sanat/hilmi-uranin-sark-raporu-yayimlandi-2255448
[4] Burak Süme, “Muratcan Zorcu ile ‘Bugünü Miras Edenler’le Yarının Kültürü Üzerine Söyleşi” Kıyı’Da Dergi 34: 36-37.

Yorum bırakın