Bangladeş: Bir Tekstil Devinin Politik Dönüşümü

RANA GÜMÜŞ

ÖZYEĞİN ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİDİR.

İşsizlik, nepotizm ve sivil itaatsizlik…

1971’deki Bağımsızlık Savaşı ile Pakistan’dan ayrılan Bangladeş, Haziran 2024’te pek çok sivil ayaklanma ve protesto gösterilerine sahne oldu. Ülkedeki öğrenciler, özellikle başkent Dakka olmak üzere pek çok şehirde Şeyh Hasina hükûmetine karşı gösteriler düzenledi. 

Bu gösteriler, on beş yıllık yıllık Şeyh Hasina iktidarının mutlakiyetçi politikalarının bir meyvesiydi. Öğrenciler, 2018 yılında yürürlülüğe giren kota reformuna ve mutlakiyetçi politikalara karşı ayaklandılar. Bu reform, 1971 yılında Bangladeş’in Pakistan’dan ayrılmasına vesile olan savaşın gazi ve gazi yakınlarına devlet dairelerinde istihdam sağlanmasını kapsıyor. Gösteriler esnasında polisin orantısız güç kullanımı neticesinde protestocuların hayatlarını kaybetmeleri ile birlikte olaylar şiddetlendi ve halk sokaklara döküldü. Öğrenciler, pek çok denetim ve yönetim organını ele geçirdi. Ülkedeki internet ve hat kesintileri, sokağa çıkma yasakları nedeniyle süreç boyunca günlük hayatta sık sık aksaklıklar yaşandı. Aylar süren isyanların ardından Başbakan Hasina, 5 Ağustos’ta görevinden ayrıldığını bildirerek ülkeyi terk etti. Yerine, Nobel Barış ödülü sahibi Muhammed Yunus’un danışmanlık yaptığı geçici hükûmet geldi. Başkent Dakka’da, aylar sonrasında bile kaos ve belirsizlik hüküm sürüyor. Öğrencilerin bu kadar büyük çaplı bir değişime nasıl öncülük ettiklerini anlayabilmek için Bangladeş’i daha yakından incelemek gerekiyor.

Güney Asya’nın tekstil üretiminin gözdesi Bangladeş, yaklaşık 174 milyon ile oldukça yoğun bir nüfus yapısına sahip. Çin’den sonra en büyük ikinci tekstil ihracatçısı olan ülkenin ekonomisinin büyük bir kısmını tekstil gelirleri oluşturuyor. Asya Kalkınma Bankası’nın verilerine göre Bangladeş, gayrisafi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesi bakımından Güney Asya’nın en büyük ikinci ülkesi olarak yer alıyor. Ülkenin kurucusu, aynı zamanda son Başbakan Şeyh Hasina’nın da babası Şeyh Muciburrahman, kuruluşun ardından tekstil sektöründeki hazır giyim dönüşümünü destekledi. Tekstil ise yoğun makinelerin yanı sıra fazlasıyla iş gücüne ihtiyaç duyulan bir sektör. Nüfus yoğunluğu ve uygun maliyetli iş gücü, Bangladeş’i yabancı ve yerli yatırımcılar için oldukça cazip kılıyor. Öte yandan, Çin’in Bangladeş’te oldukça fazla yatırımı bulunuyor.

Kaynak: Reuters

Bangladeş’in genç nüfusu, bugün ülkede artan işsizlik ile karşı karşıya. Özel sektör yatırımlarının azalması, gençlerin niteliklerine göre iş bulamaması bu ayaklanmanın önemli sebepleri arasında yer alıyor. Haziran 2024’te başlayan gösterilerde öğrenciler, 2018’deki kota reformuna karşı ayaklandılar. Bu reform, 1971’deki Bağımsızlık Savaşı’nın gazi ve gazi yakınlarına devlet dairelerinden yüzde otuzluk kadro kotası ayırılmasını kapsıyordu. Genç nüfusun oldukça yoğun olduğu Bangladeş’te ise işsiz nüfus her geçen gün artıyor. Yeteneklerine göre iş bulmakta zorlanan gençler, kamuda gazi ve gazi yakınlarına ayırılan kotalara isyan ederek işe alım süreçlerinin liyakat baz alınarak sürdürülmesi gerektiğini ifade etmiş, gösteriler esnasında polisin orantısız güç kullanarak pek çok gencin ölümüne sebebiyet vermesinin ardından ülkede kolluk kuvvetlerine güven kalmamış, neticesinde ayaklanmalar Hasina hükûmetine karşı bir boyuta dönüşmüştü.

Göstericiler, ülkenin dört bir yanındaki heykelleri de hedef aldı. Kurucu Muciburrahman’a ait pek çok heykel, protestocular tarafından yıkıldı. Bu olaylar eylemlerin şiddetini artırırken,polise olan güveni de tamamen yok etti. Halk silahlara erişti ve ülkede asayişi denetleme üzerine sorumluluk aldılar. Öte yandan süreç boyunca pek çok fabrika yağmalandı. Özellikle Hasina hükûmetine olan yakınlıkları ile bilinen Beximco gibi işletmeler süreçten fazlasıyla etkilendi.

Gösterilerin nedeni, elbette sadece kota sistemi ve azalan liyakat değil. Siyasi kutuplaşma, Bangladeş’in iç siyasetinde oldukça önemli bir sorun. Muhalefet Partisi BNP’nin (Milliyetçi Parti) lideri Begüm Halide Ziya, 2018’de yargılandığı yolsuzluk davaları nedeniyle hapiste. Ziya, 1991 itibari ile Bangladeş’in üç dönem boyunca başbakanlığını yapmıştı, aynı zamanda eski cumhurbaşkanı Ziyaur Rahman’ın eşiydi. Hasina ve Ziya, 1991’den beri Bangladeş siyasetindeki iki ana rakip olmuştu. Aynı zamanda kısıtlı ifade özgürlüğü, yolsuzluklar ve değişen sosyo-ekonomik atmosfer, hükûmet karşıtı direniş sürecini hızlandırdı.

Bu arada unutmamak gerekir ki darbeler, Bangladeş halkı için yeni bir olgudeğil. Ağustos 1975’te, ülkenin ve Bangladeş Avami Birliği Partisi’nin kurucusu  Muciburrahman, altı askerî personel tarafından ailesi ile birlikte öldürülmüş, kabinesinden Khondaker Mostaq Ahmad, kendisini yeni başkan ilan etmiş ve askerî yönetime geçilmişti. Ülke, senelerce askerlerceyönetildi.  1977-1981 yıllarındaki Cumhurbaşkanı Ziyaur Rahman, BNP partisinin de kurucusuydu, dönemi boyunca pek çok darbe girişimiyle karşılaştı. Mayıs 1981’de iki asker tarafından öldürüldü. Ölümünden sonra gelen yönetimler, pek çok başarılı ve başarısız darbeyle karşılaştı.

Kaynak: Facebook.

2024’te ise aylar süren isyanların ardından Başbakan Hasina, 8 Ağustos’ta istifa ederek Hindistan’a kaçmış, yerine Nobel Barış Ödülü sahibi, aynı zamanda Grameen Mikrokredi Bankası başkanı Muhammed Yunus’un başdanışmanlığını yaptığı geçici hükûmet gelmiştir. Gerginlikler, ilerleyen aylarda da devam ederken ülke uzun bir süre sokaklarda yönetildi. Bu gergin ortamın gün geçtikçe azalması beklenirken bazı bölgelerde farklı meseleler üzerine işçiler eylemlerini sürdürüyor. Öte yandan Muhammed Yunus’un öncülük ettiği geçici hükûmet, Hasina’nın Hindistan’dan iadesini isterken ülkede asayiş sağlandıktan ve gerekli reformlar yapıldıktan sonra mümkün olan en kısa zamanda demokrasiye dönüş gerçekleşeceği hakkında açıklamalarda bulundu.

Meseleyi Hindistan açısından ele alacak olursak, Bangladeş ve Hindistan’ın göçmen politikalarının uyuşmadığını söyleyebiliriz. Bangladeş, Myanmar ve çevre ülkelerden gelen, ülkenin doğu sınırından geçmek isteyen mültecileri kabul ederken Hindistan gelen mültecileri kabul etmiyor. Bangladeş’in zayıf sınır kontrolü politikalarından dolayı hükûmetler arasında zaman zaman problemler baş gösterirken aynı zamanda Hindistan’ın 2019’da çıkarmış olduğu Vatandaşlık Değişimi Yasası, bölgede bulunan pek çok etnik ve dinî grubu ayrıştırıyor.

Çin’in ise Güney Asya’da Bangladeş, Pakistan, Myanmar gibi pek çok ülkede yatırımları bulunuyor ve Hindistan’ı sarmalayacak şekilde Pakistan, Sri Lanka, Myanmar ve Somali’de deniz üsleri bulunuyor. Bengal Körfezi’nin daha da aşağısında, Malacca Boğazı’nda da kurulabilecek bir üs, Çin’in Hint Okyanusu’ndaki varlığını güçlendirebilecek nitelikte. Ancak Çin’in pek çok yatırımının bulunduğu Bangladeş’teki yönetim değişikliğinin bölgedeki askerî gerilimi nasıl etkileyeceğini anlamak için henüz oldukça erken.

Aylar süren siyasi karmaşanın ardından, halk politik arenada Muhammed Yunus gibi hem ülkesinde hem de dünyada oldukça saygı duyulan bir figür görmekten memnun gibi görünse de ülke yeni bir anayasa ve reform sürecinden geçiyor. Bu süreçte geçici hükûmetin öncülük edeceği reformlar, Bangladeş halkını demokrasi ile buluşturabilecek ve siyasette tekelleşmeye son verebilecek mi, birlikte göreceğiz.

Kaynaklar

Asian Development Bank. 2024.

 Asian Development Outlook September 2024

https://www.adb.org/where-we-work/bangladesh/economy

Nafis Hassan – The Bloody Re-birth of Bangladesh (2024)

https://mondediplo.com/2024/10/08bangladesh

Marof and Rizve – Can the Bangladesh Police Recover? (2024)

https://thediplomat.com/2024/08/can-the-bangladesh-police-recover/

India: Citizenship Amendment Act Violates International Law

https://www.icj.org/hrc43indiacaa/

Yorum bırakın